Güncel Haber
recent

Ulusal TV Kanalları, Almanya'daki Gibi Ücretli Olabilir mi?

Ulusal kanalların içinde bulundukları ekonomik darboğazları aşmak için tartıştıkları pek çok konu var. Türkiye’de ulusal kanallar, Almanya örneğindeki gibi paralı olabilir mi?
Televizyon kanalları artık eskisi kadar iyi kazanç elde etmiyor. Reklam fiyatları istenilen seviyelerde değil ve önümüzdeki yıl da yükselip yükselmeyeceği belirsiz. Televizyoncuların talebi ise geçici bir rahatlamadan ziyade sürdürülebilir, yapısal bir değişiklik.
Demirören Medya CEO’su Mehmet Soysal, YouTube, Google, Amazon gibi kuruluşların geleceğin en güçlü medya kuruluşları olmaya hazırlandıklarının altını çiziyor. Televizyon kanalları ise hala ürettikleri içeriği parasız olarak sunuyor. Soysal’a göre “Almanya modeli gibi, televizyonları izlemenin bir ücreti olmalı” diyor.
Almanya modelinde kişiler devlete yıllık bir miktar para ödüyor. Bu para da, uzmanlardan oluşan bir komisyon tarafından kanallara pay ediliyor. Böylelikle kanallar ihtiyaçlarını karşılayabiliyor ve içerik üretmeye devam ediyor. Bizde de TRT payı uygulaması var ve bu uygulama ile elektrik faturalarının yüzde 2’si TRT’ye gidiyor.
Türkiye’de reklam süresi RTÜK tarafından yayın süresinin yüzde 20’si ile sınırlandırılmış durumda. Yani televizyon kanalları reklamların saniye başı ücretini, reklam sayılarını ve çeşitlerini arttıramıyorlar. Bu yüzden de, televizyon kanallarının hayatlarına devam etmesi için TRT payının arttırıldığı (ve belki de internet faturalarına da bu payın yansıdığı) bir sistemde elde edilen gelirler, tüm ulusal kanalları kapsayacak şekilde genişletildiği bir model de tartışılıyor.
Mantıklı olarak, “Ben televizyon izlemiyorum ki niye para vereyim?” diye düşünebilirsiniz. Buradaki yöntemin nasıl oluşturulacağı, televizyon kanallarının nasıl kurtulacağı şu anda medyanın en önemli gündem maddelerinden birisi.
İnternet ve akıllı cihazlar çağında kimse televizyon izlemiyor. Kimse reklam izlemiyor. Televizyon kanalları dizilerini YouTube’a kendileri koyup, reklam gelirleriyle para kazanmayı planlıyorlar.
Teknolojiler birbirlerinin yerine geçer. Artık iletişim teknolojisinde eski usül yayınların yerini internet yayıncılığı alıyor. İsimleri dizileri izleten oyuncular artık internet platformlarında yer alıyor. Yayın platformlarında olmayıp da televizyonda olan şeyler açık oturum programları ve haberler. O konuda da internet podcast kaynıyor ve haber ajansları, internet siteleri o eksiği kapatıyor. Televizyon, anlık iletişim gücüyle basılı yayıncılığı bitirdiği gibi, internetin içerik hızıyla ve serbestliğiyle televizyon yayıncılığını bitirdiğini biliyor. Kaldı ki artık akıllı teknolojiler var. Ev televizyonu bile sosyal medya yayınlarına ayrılmış durumda. İnternetin sunduğu imkanlar karasal yayında tam anlamıyla yok.

Ulusal yayın yapan kanallar için durum çok parlak değil. Her evde televizyon olması, herkesin televizyon izlediği anlamına gelmiyor. Bu nedenle de internet yayın platformlarına ve sosyal medyaya karşı kendilerini ayakta tutacak bir yol bulmaları gerek. Tekerrürden ibaret olan tarihe baktığımızda gazetelerin, televizyon önderliğinde yapılanan medya kuruluşlarına geçtiğini görüyoruz. Televizyon yayıncılığında da benzer bir durum yaşanabilir. 
Sonuç olarak ulusal kanalların yaşadıkları sıkıntıları atlatması için muhtelif fikirler tartışılsa da Almanya modeli, ciddi ciddi ele alınabilecek bir model olarak öne çıkıyor.

Hiç yorum yok:

Translate

Blogger tarafından desteklenmektedir.